28 Nisan 2009

Samsın Seyahatnamesi

Hafta sonu güzel memleketimiz samsundaydım sevgili takipçilerim.envai çeşit yemek yedim ve tahmin edersiniz ki pideler de gırlaydı..
Pide yemek haricinde uzun zamandır yapmadığım bir diğer aktivite de arabaya binmek hatta ön koltuğa oturmakmış,bunu fark ettim.İETTden sonra nası rahat geldi o araba,o koltuk.. Bi de araba çok ilginç bişey olm,rafet el roman ve yusuf something düetini bile dinletiyo insana..Tam da bu noktada "ıyy hiç sevmem" derken bir kez daha düşünmek gerektiğini anladım ve kıraç hakkındaki düşüncelirimde fazla fevri olmamaya karar verdim.
Furthermore,anadoluda ne çok reno varmış arkadaş!Eski eski renolar cirit atıyo ortalıkta. 20 yıl geriden geliyo sanki oralar, öle bi hava var ortamda.Garip!

27 Nisan 2009

The Simplest Choice Theory

Birtakım şeylere çok sinirliydim fakat sınav muhalefeti nedeniyle sizlere aktaramamıştım,şimdi müsadenizle içimi dökeyim.

Önbilgi:Siyaset Biliminde rational choice yani akılcı seçim diye bir teori var.Bunu ortaya atan adamımız diyo ki insan karşılaştığı herhangi bir durumda önce alternatiflerinin bir dökümünü yapar,sonra en akılcı geleni seçip hedefe varmaya çalışır.[Hadi yaa!]Tabi o amca biraz daha alengirli ve ingilizce anlatıyor.Goal selection falan diyo mesela,bişey sölüyomuş gibi oluyo o zaman.Halbuki her aklıselimin marketten domat(umut sarıkayacığıma selam olsun) alırken bile gerçekleştirdiği bişey bu,teori filan değil ki!

Bu yılki Theories of IR dersi beni bi konuda düşünmeye sevketti.Bissürü -çok afedersiniz-skindirik herif götlerinden uydurdukları teorileri yine götlerinden uydurdukları elementlerle desteklerken arada olan bize oluyordu.Ben de bu durum karşısında hassasiyetimi gösterdim ve kendi teorimi ürettim: The Simplest Choice Theory!
Teorimiz çok basit.Şuna dayanıyor:Bir insanın önünde birden fazla seçenek varsa,her zaman en kolay olanını seçer.
Şimdi tipik bir uls.ilş öğrencisi olalım ve bunu örneklendirelim:
Düşünün ki siz bir öğrencisiniz ve önünüzde hocanın soracağı 3 adet soru var ve sizden 2sini cevaplamanızı isteyecek.Bu durumda siz en basit olan 2 sini seçersiniz.Evet teorim bu!
Şimdi yine bir uls.ilş öğrencisi olarak ne düşündük teori olur da eleştiri olmaz mı diğmi?Merak etmeyin eleştiriyi de ben yazdım!
Eleştiri de diyo ki; ya hoca sizin böyle bir yol izleyeceğinizi tahmin edip kolay olan 2 soruyu bir gruba koyup sadece 2sinden birini seçtirirse.Öte yandan tabi ki bu eleştiriyi de eleştirenler var!!Neden?Çünkü kıstı!! Diyolarki hoca hocadır onun için kolay zor yoktur hepsini yalayıp yutmuştur, o yüzden bu tip bir soru ayrımına gidemez..

Zihnim bunlarla meşgulken birden kemal karanın lise tarih kitaplarını anımsadım.Ne güzel teorisiz eleştirisiz mis gibi pasajlar.Almanlar yenildi diye biz de yenildik sayılmalar filan.Mercidabık savaşı misal.En kompleks kısım Fetret devriydi onda da Genç Osman tahta çıkıp kapatıyodu konuyu,ne güzeldi lan..

Parantez içinde; resim de ekşibişından arak haa.

25 Nisan 2009

21 Nisan 2009

The Beautiful Occupation

Öğrenim hayatımın umuyorum ki son vizesi olacak olan current issues dersi için İsrail-Filistin sorununu çalışırken şu haritaya rastladım internette. Makalelerden okuyunca da sinirin bi tepene çıkıyo zaten de şu haritayı görünce artık bu kadar da gebeşlik olmaz dedirtiyo..
Paylaşmak istedim..

20 Nisan 2009

Geriye gül!

Sınavlarım var ama blogumu da ihmal etmiyorum sayın seyirciler.Bakın Serhatın gelişi için geri sayım sayacı koydum.Süper lan,ehe :)
Bakıp bakıp heycanlanıcam..
It's the final countdown dırınıınııım dırınııınım

13 Nisan 2009

Tercih

Beklenen bahar sonunda geldi.Havaların gevşemesiyle arka apartmandaki ortayaşlı çift yine bütün gününü balkonda geçirmeye başladı. Ne var o balkonda anlamıyorum, gördüğü manzara da bizim yaşlı apartmanın pörsümüş arka cephesi yani.Ne iş yaparlar ne ederler çok merak ediyorum,memur tipliler sanki. Belki Levent abi gibi onlarla da giderayak tanışırız.Levent abi naapıyo acaba Köyceğizde. Yerine taşınan Borayı hiç görmedim sevmem de zaten!!(bu kısmısı biraz inside joke)

Bi de şu sınavları atlattıkmıydı sevgilinin gelişi cidden yaklaşmış olcak.Gerçi kesin tarihi öğrendikten sonra sanki daha bi geçmiyo günler.Sayılı gün çabuk geçer deyişinin de nasıl koca bir yalan olduğu böyle acı bir tecrübeyle açıklık kazanmış oldu ama olsun kesinlik iyidir gene de.Muğlaklığa yeğdir her daim."Yeğdir" kelimesi de "neden sonra" ile birlikte Gülten Dayıoğlunun dağarcığıma kazandırdığı bir diğer kelimedir.Ama sever miyim,hiç sevmem. (kullanmam da zaten!)Tercih etmeyi tercih ederim her zaman!Gerçi tercih de şimdi bi acayip geldi fazla söyleyince içimden.Tercih ne yaa..

11 Nisan 2009

03 Nisan 2009

Nemo Kafası


Seratla alelade bir msn müebbedimiz -söz sanatlarında iyiyim evet-
seratti haftasonu meyami gezisindedir,geziden sonra annesiyle ve sevgilisiyle msnden eşzamanlı gonuşmaktadır fekat o da ne, pilav yaparken şehriyelerin kızarmasını dahi bekleyemeyecek kadar sabırsız olan elif kişisinin iletilerine geç cevap gelmektedir ve olaylar gelişir:

e: naber canciş napıyon,okul nasıldı,makinan geldimi,geç kaldın haa uykum çok geldi bla bla bla
e: ya bişe diyoz şurda gadaşııım,civap versene
s: annem geldi msne onla gonuşuyom bitaraftan beoo
e: ne diyo annen?
s: napıyon,nası geçti gezi falan
e: ne gezisi,gitmedim ben geziye meziye
e: haee annen sana soruyo dimiii,ya tamam dalga geçme sakın.şapşiyim biraz kısıra bakmıcan artık.
e: ya neden şapşalııım,tüh
s: naber la nemocan,hahahaha,yerim yeer,balık aşkııım
s: sarılıx
e: sarılıx
-mutluson-

01 Nisan 2009

Sen Peyotesin Büyük Düşün

İspanya-Türkiye maçından sonra "bugün cumartesı, ortamlara akmalı her türk kızısı" dedik -yok tabi böyle bi kalıp ben uydurdum şu an- Sonra efendim Peyote'nin sadık müşterilerinden olduğuumuzdan kelli hemen koşa koşa oraya gittik. Öyle minimal minimal takılırken biz, saatler ileri alındı mı sana! Bi de yarın seçim var içki yasağı var şuan kapatıyoz dedikoduları yayılmasın mı, daha fazla dayanamadık tası tarağı toplayıp çıktık. Ama bu kargaşada ben siz sevgili okurlarımın büyük merakını gidermek uğruna peyote tabelasına tırnağımla şöyle bir vurdum, ay bi de bakıym ne görüym sevgili izleyers tabela plastikten ayol! Ben cam mı acaba porselen mi nedir derken, bildiğimiz plastik çıktı alet! Şaşırdık biz de ailecek, aslında o zaman daha büyük bi olay gibi gelmişti, neyse aman zaten tanıdık insanlar için saçmalıyoruz burda diğmi diğmi? Hatta şu sağ tarafta izleyers kutucuğunda adı olan kişilerin dahi siteyi takip ettiğini düşünmüyorum, neyse bilin yani bunları,yeri gelir lazım olur bi muhabbet olur bişiy olur "hee o mu amaan onun da tabelası plastik,hmh!" falan dersiniz.