Geçenlerde şöle bişey yazıp taslağa kaydetmişim, aynen yayımlıyanzi:
"Bugüne, sabahın köründe, i-na-nıl-maz (Sibel Can sölüyo gibi vurgulandığını düşünün bunun, böyle ebleh bir gülümsemeyle) yağlı bir açmayla başladım. Peşine bi paket trans yağlı ketçaplı ruffles yiyip, öğle yemeğinde nohutlu pilav ve patates kızartmasını birlikte tükettim. Ama baya birlikte böle aynı kaşıkta hem patates hem pilav hem nohut vardı filan yani. Üstüne tüp çokokremi son damlasına kadar emip bi de uno'nun yeşillik ve sarımsaklı atıştırmalık minik ekmek dilimlerinden yedim. Ha, crunch frambuazlı beyaz çikolatalı bişey çıkarmış bi de onu yedim. Ağzımın boş kaldığı zamanlarda da okaliptüslü mü mentollü mü ne bişiyli pastil emdim.
Regl! Where the fuck are you?"
skip to main |
skip to sidebar
Hakkı
*Elifella Yunanca kökenli Elif ve ella kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş ve "Elif'in blogu" anlamına gelenhahsdhg.
*Sitede sıklıkla İngilizce kelimeler kullanılır, baştan söliyim de sonradan "Britanya'nın köpeğisin" filan gibi kırıcı ithamlarda bulunmayalım.
*Bazen inside joke'lar olur, herkes okuduğunu anlamayabilebilir ama tüm bunlar bir yana çok şahane bir blogdur.
*Elifella hiç izlek seçmez, herkese bayılır. İstanbul'un şurasının altı hep kaya, burasının altı kum diye anlatmaya başlayıp kafasına göre deprem haritası çizen amcaları, garsonlara "Şefim!" diye seslenenleri, "Yannız ben nazara çok inanırım" diyen ablaları, "Olm bira hamallık yea" diyen gençleri, herkesi ama herkesi sever ama gazetesinin sayfasını çevirmeye çalışırken ortası bombe olunca o bombeyi kafa atmak suretiyle düzelten dedelere ayrı, derin bir hayranlık duyar.
*Sık sık güncellenmese de bi resimler, bi alıntılar, bi şeyler eklenir, bazı şeyler olur...
*Sitede sıklıkla İngilizce kelimeler kullanılır, baştan söliyim de sonradan "Britanya'nın köpeğisin" filan gibi kırıcı ithamlarda bulunmayalım.
*Bazen inside joke'lar olur, herkes okuduğunu anlamayabilebilir ama tüm bunlar bir yana çok şahane bir blogdur.
*Elifella hiç izlek seçmez, herkese bayılır. İstanbul'un şurasının altı hep kaya, burasının altı kum diye anlatmaya başlayıp kafasına göre deprem haritası çizen amcaları, garsonlara "Şefim!" diye seslenenleri, "Yannız ben nazara çok inanırım" diyen ablaları, "Olm bira hamallık yea" diyen gençleri, herkesi ama herkesi sever ama gazetesinin sayfasını çevirmeye çalışırken ortası bombe olunca o bombeyi kafa atmak suretiyle düzelten dedelere ayrı, derin bir hayranlık duyar.
*Sık sık güncellenmese de bi resimler, bi alıntılar, bi şeyler eklenir, bazı şeyler olur...
4 yorum:
sen ne yermişsin arkadaş =)
bu arada bilmem neden dimağıma zeytin yağlı biber dolmanın tadı geldi, yapsan da biz de yesek ;)
aynı dönemden geçiyoruz :D
bünyem çöplük misali ne bulsa ağza atıyor şu sıra
bi de şapşi gibi supradyn içiyorum, o da iştahımı açıyodur benim haa!! şimdi fark ettim bak.
normal halim bu değil çünkü, biliyorum kendimi :)
amaan güzelim ne yemişsin be :) bir yaştan sonra veremiyoz ama sonra :(
Yorum Gönder