02 Kasım 2010

Alper Kamu

“hayatımdaki tek iyi şey artık anaokuluna gitmek zorunda olmayışımdı. zarardan kâr. uzun süre annem ile babama anaokulunun bana göre bir yer olmadığını anlatmaya çalışmıştım aslında. bütün rasyonel dayanaklarıyla. hiç bir işe yaramamıştı maalesef. illa ki uykumda kan ter içinde tepinmek, servis minibüsü kapıya geldiğinde küçük çapta bir sinir krizi geçirmek gibi yöntemlere başvurmam gerekecekti derdimi anlamaları için. kepazelik. insanı kendinden utandırıyorlardı. babam ise şu ya da bu anaokuluna gitmemin bir şeyi değiştirmeyeceği gerçeğini anlamış görünüyordu. evde yalnız kalmamın herhangi bir problem yaratmayacağını anlamıştı. kimbilir belki içten içe anaokulu masrafından kurtulmak istiyordu. ama bunun için ona hiç gücenmiyordum. bir devlet memurunun eti ne budu ne? çocuklarına işkence etmek için maaşlarının yarısını isteyen o iğrenç sömürgenler utansın. bir de ona o maaşı layık görenler. sonunda babam tartışmayı noktalayan ve kurtuluşumu müjdeleyen kararını açıkladı: “ecdadını skerim ben anaokulunun!”
Alper Canıgüz - Oğullar ve Rencide Ruhlar

2 yorum:

mean dedi ki...

ben önlüğümü yaktım ve bi daha da asla gitmedim.

Elifella dedi ki...

ohaa! problem çocuk musun lan?
benim için de tam bi kabustu, sapık alican, uyuyamadığım öğle uykuları, sabah kahvaltısındaki peynirli sandviçler!!
ay bak hatırladım gene yaa, ecdadını skeyim ben o anaokulunun!