23 Aralık 2009

Elif. Not Fethi.

Sevgili Yapı Kredi,
Öncelikle şu konuda bi mutabakata varmalıyız artık:
Ben Fethi Yıldırım değilim abi! Değilim.
Yıllardır her ay bıkmadan usanmadan 'Bu ay da gene keriz gibi milyarlar harcadınız, sağolun, sayenizde ihya olduk valla ehehe' diye mesajlar atıyosun. 'Sn Yıldırım, bu ay bikaç yüz bilyar daha harcarsanız size 3 tl değerinde vada vericez' filan diyosun. Bi de bunu söylemek için sabahın körünü seçiyosun. Naapıyosun sen Yapı? Hoşlanmıyorum senden olm. Çık git hayatımdan. Tabii böle söleyerek olmuyo biliyorum. 444ünü aramalıyım iki saat derdimi anlatmalıyım, sonra onlar lütfen 182yi tuşlayın filan demeli. Tuşlamalıyım. Orda karşıma robot çıkmalı. Robot olduğu yetmiyomuş gibi önce iki saat kredi kartı reklamı dinletmeli. Ben gıcık olmalıyım. Sonra o hışımla tekrar başa dönüp 444ü aramalıyım. İnsanla konuşabilme ihtimalimin sadece kartım kayıpmış gibi yaparsam var olduğunu bildiğim için kayıp şeysini arayıp orda karşıma çıkan insana 'Lütfen beni artık şu robotlara bağlamayın' diye çemkirmeliyim. Sonra üzülmeliyim sesimi yükselttim diye. Sonra Mustafa Hakkında Her Şey'deki garsona bağıran Fikret Kuşkan gelmeli aklıma. Filan.
Çok gözümde büyüyo. Bazen acaba numaramın 536sını 532 yapıp arasam Fethi'ye ulaşır mıyım diye düşünmüyor değilim. Evet biraz düz mantık bi insanım. Doğru. Ama yani ayda 24.345 tl harcama yapan bi insanın en azından bi 532li hattı vardır diye düşünüyorum. Tabii Avea ya da Vodafone çalışanı değilse. Bak gene düz mantık. Üf.

Hiç yorum yok: